2006 yapımı Somerset Maugham'ın kitabından uyarlanmış Edwart Norton ve Naomi Watts'ı buluşturan The Painted Veil en iyi aşk filmleri listemin ilk 5'inde. Aşkın bir insanın hayatını nasıl güzelleştirebileceğini en güzel anlatan film belki de. Bu filmi unutulmaz yapan o kadar çok şey var ki.
Kitty(Naomi Watts) ve Walter(Edward Norton) tamamen birbirinden farklı hayatlar yaşayan, çok farklı hayatları yaşamaktan hoşlanan iki insandır. Walter bir partide gördüğü Kitty'e ilk görüşte aşık olur ve evlenme teklif eder. Kitty de annesinin baskıları nedeniyle bu teklifi kabul eder. Tanışma sahnelerinde çalan Erik Satie'nin gnossienne 1i ise filmle birlikte beynime kazındı.
Film Kitty'nin Walter'ı aldatması ve Walter'ın da bunun üzerine Kitty'i alıp Tayland'ın kuş uçmaz kervan geçmez bir kasabasındaki kolera salgınını çözmek üzere çıktığı yolculukla başlıyor. Flashbacklerle birlikte hikaye devam ediyor.
Birlikte yapmak istedikleri hiçbir şey olmayan, tamamen farklı şeylerden hoşlanan bir çiftin birlikte olmayı öğrenme hikayesi bu.
"-Biz insanlar, senin o şapşal mikroplarından çok daha karmaşık yapıdayızdır. Bir anımız bir anımıza uymaz. Hatalar yapar, hayâl kırıklığına uğrarız.
+Evet, kesinlikle uğrarız.
-Çok üzgünüm. Olmamı istediğin o harikulade kadın olamadığım için çok üzgünüm! Ben yalnızca, sıradanım. Asla olmadığım biri gibi davranmaya çalışmadım.
+Hayır, kesinlikle çalışmadın.
-Tiyatrodan, dans etmekten ve tenis oynamaktan hoşlanırım. Oyun oynamayı severim. Oyun oynayan erkekleri severim. Tanrı beni affetsin, ben bu şekilde yetiştirildim.
+Aslında ben de çılgın briç oynarım.
-Aman ne heyecan verici! Hele sen! Beni Venedik'te o bitmek tükenmek bilmeyen müzelere sürükleyip kanalların mucizeleri hakkında zırvalayan ve iç deniz midir nedir, o şeyin niteliklerini anlatıp duran sen değil miydin? Açık söyleyeyim, Sandwich'te golf oynasam çok daha mutlu olurdum.
+Sanırım haklısın. Birbirimizde, hiç sahip olmadığımız nitelikleri aramak aptallıktı."
Ama benim için filmi asıl unutulmaz yapan Kitty'nin üstünden aşkın nasıl bir şey olduğunu anlatması oldu. İlk geldiğinde her şeyinden nefret ettiği kasabada mutsuzluktan ölen bir Kitty vardı. Her yer karanlıktı her şey oradan kaçıp gitme isteği veriyordu. Sonra yavaş yavaş kocasını sevdikçe yüzündeki gülümseme, her şeye pozitif bakması kısacası aşkın getirdiği mutluluk bu filmde o kadar güzel verilmiş ki.
Son olarak filmin sonunun bu kadar etkileyici olmasında çok katkısı olan ve sözlerini anlamasak da bir şarkının insanın içine işleyebileceğini gösteren a la claire fotaine'i koymasam olmazdı. Imdb puanı kesinlikle daha fazlasını hakettiği bir 7.5'tur diyorum ve The Painted Veil yazımı da sonlandırıyorum.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder