20 Aralık 2012 Perşembe

Never Let Me Go (Beni Asla Bırakma)


Kazuo Ishiguro'nun aynı adlı romanından uyarlanan 2010 yapımı Never Let Me Go Carey Mulligan, Andrew Garfield ve Keira Knightley'i birleştiriyor. Aslında sinemada ekmeği sık sık yenen bir konunun çok güzel işlenmiş bir versiyonu film. Kısaca bahsetmek gerekirse tıp dünyasında 1952 yılında bir devrim olmuştur ve özel olarak üretilen insanların organları yıllardır bir sürü kişinin hayatını kurtarmıştır.  Bu özel insanlar çocukluklarından itibaren bu iş için hazırlanmış, dış dünyayla iletişimleri minimum tutulmuştur. Film klonlanmış üç arkadaşın çocukluklarından başlayıp aşkları, arkadaşlıkları etrafında devam ediyor.


Filmi hoş bir aşk hikayesi yapan şey Kathy'nin (Carey Mulligan) Tommy' ye (Andrew Garfield) olan bitmeyen aşkı. Çocukluğundan itibaren sonsuza kadar büyük bir sadakatle asla vazgeçmeden sürdürdüğü bir aşk bu. 

Ama olaylar her ne kadar bir aşk hikayesi etrafında dönse de bir aşk filmi değil Never Let Me Go. Karakterlerin kendi kaderlerini hiç itirazsız kabullenişi çok iyi anlatılmış. Öyle ki izlerken niye itiraz etmiyorlar, kaçsınlar, isyan çıkarsınlar fikirlerini çok düşündürtmüyor. 


Umudu ve çaresizliği karakterleriyle birlikte hissettiriyor. Ve insana kendisini sorgulatıyor.
"Size resim yaptırıyorduk çünkü sizlerin de en az onlar kadar insan olduğunuzu bilmelerini istiyorduk. Ama kimsenin ilgilenmediği bir soruya cevap arıyorduk. İnsanlara sorun, göğüs kanserinin, akciğer kanserinin motor nöron hastalıkların olduğu zamanlara dönmek ister misiniz? Kolaylıkla hayır derler." Bu replikten sonra ben düşündüm açıkçası ne yapardım bu durumda diye.


Filmin son sahnesi ve repliği de yine muhteşem.
"Buraya geliyorum ve her şeyin çocukluğumdan beri kaybettiğim her şeyin yenilendiğini hayal ediyorum. Gerçek olduğuna inanırsam ve yeterince uzun beklersem ufukta ince bir siluet belireceğini ve yaklaştıkça Tommy'e dönüşeceğini biliyorum. Bana el sallayacak belki de bana seslenir. Bundan ötesine geçemem. Buna izin veremem. Onunla geçirdiğim her anın ne kadar değerli olduğunu hatırlatıyorum kendime. Bizim hayatımız kurtardığımız hayatlardan ne kadar farklı olabilir. Hepimiz bir gün son buluyoruz. Ama sadece bazılarımız, yaşadıklarının ve ellerinde kalan zamanın farkında olabiliyor."

Tüm filmi yazsaydın diyebilirsiniz tabi ama kesmeye kıyamadım bu son monoloğu ve hepsini alıverdim. Son olarak imdb puanı 7.2 ve eğer dram meraklısıysanız kaçırmayın derim ve giderim.







Hiç yorum yok:

Yorum Gönder