2012 yapımı 11 dalda Oscar'a aday gösterilen Life of Pi Yann Martell'in kitabından uyarlanmış bir Ang Lee filmi. Film hakkında insanların yüzde doksanı müthiş görsellik cümlesini kurar sanırım. En dikkat çekici özelliği gerçekten de görselliğidir belki. Ama kesinlikle sadece görsellikten ibaret bir film değil. Bence film iki şekilde düşünülmeli. İlk olarak Robinson Crusoe tarzı filmler gibi düşünülebilir. Yalnız başına, herhangi bir sebepten vahşi doğada kalan kahramanların ;yaşamı, kurtuluş hikayesi filmlerinden biri gibi düşünebiliriz. Eğer filmlerde derin anlamlar, mesajlar ya da felsefe aramayan bir izleyiciyseniz bu şekilde de gayet zevk veren bir filmdir. Sıkmayan, sürükleyen, aksiyonu yeterli, kurgusu sağlam bir film bence.
İnsanların hayalgücünde bu kadar güzel dünyaların olması ve bunları bize aktarmaları beni mutlu ediyor. Tek bir oyuncuyu 2 saat boyunca sıkılmadan ve büyük keyif alarak izleyebiliyorsunuz bu sayede.
Gelelim filmin felsefik yönüne. Oturup aslında şöyleydi böyleydi muhabbeti yapmayacağım. Herkesin algıladığı kendine. Ama çok ince mesajları, fikirleri olan bir film bana göre. Filmin başındaki inanç ve din üzerine diyaloglarından, sonundaki ikinci hikayeden sonra neden birinci hikayeye inanmanın daha kolay ve güzel olduğu muhabbetlerine kadar bir insanın kendi kendisini sorgulama filmi diyebiliriz.
Son olarak içimde kalmasın Richard Parker'a vefasız, hain bir arkana dönüp bakmadın bekledi zavallı çocuk deyip imdb puanının 8.2 olduğunu belirterek bitireyim.